Emily ve Einstein değişik kurgusu ile oldukça dikkat çeken bir kitap. Emily Barlow ve Sandy Portman evli bir çifttir. Emily bir yayın evinde editörlük yaparken zengin bir ailenin oğlu olan Sandy ile tanışırlar. Zengin adam fakir kız gibi başlayan bu hikaye ne yazık ki mutlu sonla bitmiyor. Kocasına aşık olan genç kadın yolunda giden bir evliliği olduğunu zannederken durum hiç de onun düşündüğü gibi değildir. Bir gün bir trafik kazası geçirip de bir köpek bedeninde gözünüzü açtığınızı düşünün. Hiçliğe gitmemek için eşinize karşı yaptığınız yanlışları düzeltmeniz, ona iyilik yapmanız gerekiyor. Üstelik bunları yaparken konuşamayan ve tüm ihtiyaçlarını sahibinin yardımı ile gideren bir canlı olduğunuzu düşünün. Eğer bunu düşünmekte zorlanıyorsanız Linda Francis Lee bizler için böyle bir kurgu oluşturmuş. Farklı bir konuyu ele alan ve sürükleyici kurgusu ile sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Emily ve Einstein kitap yorumu öncesinde olayların hem Emily hem de Einstein tarafından bizlere aktarıldığını belirtmek istiyorum. Böylece olayları her ikisinin gözünden de inceleme imkanı buluyoruz. Sandy o gece karısına ondan boşanmak istediğini söylemeyi tasarlıyordu. Ne var ki talihsiz bir kaza sonucu bu isteğini söyleyemeden ölür. Ölüm anında karşısına çıkan yaşlı bir adam ona ikinci bir şans verileceğini söyler. Genç adam gözlerini açıp kendine geldiği zaman bir köpek bedenine hapsolmuş olduğunu görür. Üstelik bulunduğu yer karısının gönüllü olarak çalıştığı bir hayvan kliniğidir. Kocasının öldüğü haberini alan genç kadın yıkılır. Emily henüz eşini kaybetmenin şokunu üzerinden atamadan, eşinin ailesi tarafından oturduğu evden çıkması için baskı görmeye başlar. O ev eşine ait olduğu için vasiyet gereği bir vakfa devredilmesi gerekiyordu. Oysa ki Sandy hayattayken eşine evi kendisine bırakacağının sözünü vermiş fakat eski vasiyetini değiştirip, bu düşüncesini kağıda dökmemiştir. Tüm bunlardan habersiz bir şekilde mutlu bir evliliği olduğunu düşünen kadın kocasının öldüğünü bir türlü kabullenemez. Genç kadın karışık bir ruh hali içindeyken Einstein adındaki köpeği sahiplenir ve onu evine götürür. Bir süre sonra bu köpeğin normal olmadığını ve insani özellikler gösterdiğini keşfeder.
Sandy ise artık insan değil Einstein adında bir köpektir. Maddi anlamda her istediğini elde edebilen bir adamken şimdi temel ihtiyaçlarını bile başkalarının yardımı ile karşılamaya çalışan bir köpektir. Bu duruma adapte olmaya çalışırken yaşadıkları öyle güzel anlatılmış ki, o sahneler gözünüzün önünde canlanıyor. Sandy bu durumdan kurtulup yeniden eski haline döneceğine olan inancını hiç kaybetmez. İlerleyen zamanlarda onun içinde bulunduğu durum hakkında çıkış yolu gösterebilecek yaşlı adam tekrar karşısına çıkar. Yaşlı adam ona bencil olmadığını ispatlamak için karısına yardım etmesi gerektiğini aksi halde hiçliğe gideceğini söyler. Bu noktadan sonra evliği boyunca maddi imkanlarını eşini ezmek için kullanan adamın mücadelesi başlar. Tekrar eski haline dönmesi ya da en azından bilinmezlikte kaybolmaması için artık sevmediğini düşündüğü ve ayrılmak istediği karısına yardım etmesi gerekmektedir.
Emily bir gün kocasının odasında günlük bulur ve bunu okuduğu zaman dünyası başına yıkılır. Evliliklerinin 2. yılından sonra o aşık olduğu adam onu aldatmıştır. Emily mutlu bir evlikleri olduğunu düşünürken Sany için durum hiç de böyle değildir. O tatminsiz yapısı tekrar ortaya çıkmış ve genç adamı farklı arayışlara itmiştir. Bunu öğrendikten sonra Emily kocasının öldüğünü kabullenir. Tüm bu öğrendikleri onu derinden sarsar. Bu sırada iş yerinde de sorun yaşamaktadır. Genç kadının kariyeri tehlikededir ve diğer taraftan eşinden ona kalan evi boşaltması için sürekli baskı yapılmaktadır. Ne yazık ki eşi vasiyeti değiştirmediği için kanuni açıdan yapabileceği bir şey de yoktur. Bu karmaşalarla boğuşurken üst katlarında oturan ve kendisinden yaşça daha genç olan Max ile tanışır. Kadın Max'den çok hoşlansa da bir süre duygularına karşı direnir fakat sonunda aralarındaki yakınlık aşka dönüşür. Max genç kadın için bu zor günlerinde sağlam bir dayanak olmuştur.
Bu arada Emily işinin dışında maratona hazırlanmaktadır. Bu süreç sonrasında genç kadının maratonda birinci gelmesi ve aldığı ödülü ölen eşinin namına alması. Onu sevdiği mesajını kameralar önünde tüm dünyaya duyurması. Bunları Einstein'ın televizyondan izlemesi ve o anki ruh hali ilgi çekici bir dille kaleme alınıyor. Sonrasında Einstein karısına işini kurtarması ve evi kaybetmemesi yardım etmek için kendince her yolu deniyor. Köpek vücuduna hapsolmuş adam bazı ip uçları ortaya çıkararak annesinin kendisini tanımasını sağlamaya çalışıyor fakat annesi onu tanımıyor. Sandy son anda kendisi ile yüzleşir ve eşine yaptığı haksızlıkları tüm içtenliği ile kabullenir. Einstein artık ölmek üzeredir ve son anlarında yanında Emily bulunmaktadır. En son ona hoşçakal Einstein, hoşçakal Sany dediğinde adam eşinin onu tanıdığını anlar.
Sany Einstein'ın bedeninden çıkan ruhu ile bilinmezliğe gitmektedir. Eski insan haline dönemeyecek olsa da en azından artık hiçlikte yok olmayacağını bilmektedir. Tüm yaptığı yanlışlara rağmen sonunda gerçeklerle yüzleşebilmiş ve hatalarını kabul etmiş birisi olarak huzur içinde ölür. Sandy bu kez gerçeketen ölmüştür ve geride kalanlar için hayat acı ve tatlı yanları ile devam etmektedir. Emily ve Einstein kitap özeti burada son bulurken kitabın ilginç konusu nedeni ile okunmaya değer olduğunu söylemek istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder