Heidi- Johanna Spyri


Heidi benim küçükken okumuş olduğum ilk kitaplardan birisidir. Bana kitap okumayı sevdiren bu eserin bende  ayrı bir yeri olduğunu söylemeliyim. O zamanlar köyde oturduğumuz için yapacak çok fazla bir şey olmadığından zamanımın çoğunu kitap okuyarak geçiriyordum. Bir akrabamız bana o dönem Heidi'yi getirdiği zaman çok sevinmiş ve hemen okumaya başlamıştım. Küçük bir kız çocuğunun yaşamını anlatan bu güzel kitapta kendimden bir şeyler bulduğum için hiç elimden bırakmamış ve defalarca okumuştum. Şimdi yıllar sonra bu kitabı yorumlamak benim için çok keyifli. Johanna Spyri tarafından kaleme alınan bu kitap çocuk kitapları kategorisinde tüm dünyada zirvededir. Kitabın sade ve anlaşılır bir dille yazılmış olması çocukların sıkılmadan okumaları açısından oldukça önemli. Kitap okuma alışkanlığı olmayan çocukları bu tür kitaplarla tanıştırmak onlara kitap sevgisini aşılayabilir. Şimdi sözü daha fazla uzatmadan bu Heidi kitap yorumu ile birlikte bu küçük kızın renkli dünyasına yolculuk yapmaya başlayalım.

5 yaşında küçük bir kız çocuğu olan Heidi, annesi ve babası öldüğü için teyzesi ile birlikte yaşamaktadır. Fakat bir gün teyzesi iyi bir iş fırsatı bulunca küçük kızı hiç tanımadığı dedesinin yanına bırakır. Dedesi dağ başında bir evde her türlü konfordan uzak, ilkel diyebileceğimiz şartlarda yaşamaktadır. Burasının tek avantajı doğa ve hayvanlarla iç içe yaşama imkanı olmasıdır. Heidi'nin dedesi huysuz ve sert görünüşlü bir adamdır. Yıllardır yalnız yaşadığı için küçük bir çocuğun varlığı onu başlarda olukça zorlar. Dedesinin komşusu olan yaşlı bir kadının torunu olan Peter küçük kızın buradaki en iyi arkadaşıdır. Peter ilk başlarda Heidi'yi biraz yadırgasa da zamanla o da bu sevimli kızın arkadaşlığına alışmıştır. Heidi altın gibi kalbi ve sevimliliği ile dedesinin kalbini kazanmayı başarır. Küçük kız dedesi ve komşuları ile sürdüğü yaşamdan hoşnuttur. Doğa ve hayvanlarla iç içe olmak onu mutlu etmektedir. Hayatları huzurlu bir şekilde devam ederken bir gün ansızın teyzesi çıkıp gelir. Teyzenin geliş amacı Clara adındaki yürüyemeyen bir kıza arkadaşlık etmesi için Heidi'yi almaktır. 

Heidi küçük ve sıcak yuvasından sonra büyük bir şehirde, zengin insanlar arasında yaşamak zorunda kalmıştır. İyi kalpli bir kız olduğu için Clara ve babası onu çok severler. Clara kendisine bir arkadaş bulduğu için oldukça mutludur fakat Heidi kendi evini, dedesini ve en iyi arkadaşı Peter'ı çok özlemektedir. Clara'ya sürekli köydeki yaşantısını anlatmaktadır. Sonunda küçük kızın sağlığı bozulur ve onu dedesinin yanına geri gönderirler. Eski yaşantısına kavuşan küçük kız burada kısa sürede kendini toparlar. Heidi'yi ziyarete gelen Clara onun yaşadığı yeri görünce çok etkilenir. Clara yürüyemediği için tekerlekli sandalye kullanmaktadır. Heidi bütün zamanını bu yürüyemeyen şehirli kızla geçirdiği içi Peter onları kıskanır ve kız evine geri dönsün diye onun tekerlekli sandalyesini uçurumdan aşağı atar. 

Yaşanan bu üzücü olay Clara'nın yürümesine vesile olur ve kız ayağa kalkar. Herkes çok mutludur fakat ortada bir sorun vardır. Heidi okul çağına gelmiştir ve dedesinin oturduğu yerde okul yoktur. Sonunda yaşlı adam torununun eğitim alabilmesi için kışları kasabada oturmaya ikna olur. Yaz geldiğinde yine doğa ile iç içe sakin yaşantılarına döneceklerdir. Heidi kitap özeti burada son bulurken bu güzel eseri tüm çoculara tavsiye ediyorum. Tatilde sıkılmadan okuyacakları bu kitap onları büyük şehir yaşantısından alıp, doğa ile iç içe Peter ve Heidi'nin huzur dolu yaşantısına götürecektir. 

Yorumlar