Gurbet Kuşları- Orhan Kemal


Gurbet Kuşları Türk edebiyatının en sevilen yazarlarından Orhan Kemal'in eseridir. 1950 ve 1960'lı yıllarda Anadolu da geçim derdi çeken insanların " taşı toprağı altın. " diyerek İstanbul'a gelişleri Mehmet isminde bir genç aracılığı ile anlatılıyor. Okuma yazma bile bilemeyen Mehmet fakir bir ailenin çocuğudur. Köylülerinden olan Gafur Ağa yıllar önce İstanbul'a gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Arada bir köye yaptığı ziyaretlerde ballandıra ballandıra İstanbul'daki yaşantısını anlatmaktadır. Onun söylediklerine inanan köylüler de Gafur Ağa'ya saygı duymaktadır. Bu köyde yaşayan Mehmet de Gafur Ağa'nın anlattıklarından çok etkilenmiştir. Anne tarafından uzaktan akrabaları olan bu adam yıllar önce babasına Mehmet'i yanına göndermesini söylediği için genç adam ona inanır. Amacı büyük şehirde çalışmak, babası ve kardeşlerini de İstanbul'a getirebilmektir. Taşı toprağı altın diyerek geldiği bu şehirde genç adamı nelerin beklediğini Orhan Kemal farkı ile bu kitapta bulabilirsiniz. 
Kitabın konusunu merak edenler için Gurbet Kuşları kitap özeti paylaşmak istiyorum. Mehmet okuma yazması bile olmayan, Anadolu da bir köyde doğup büyümüş genç bir adamdır. İstanbul' da tek tanıdığı anne tarafından uzaktan akrabası olan Gafur adında bir adamdır. Mehmet Gafur Ağasının sebze halinde kendisine bir iş vereceğine güvenerek İstanbul'a gelmiştir. Sora sora nihayet Gafur Ağa'yı bulmuş fakat adam onu çok soğuk karşılamıştır. Köye gittiğinde kendisini okuma yazma bilen, zengin biri gibi tanıtan Gafur bunu sadece köylülere hava atmak için yapmıştır. Aslında ne zengindir ne de okuma yazma bildiği vardır. Söylediği yalanların ortaya çıkmaması için Mehmet'i geri çevirir. Gafur'un bu tavrına şaşıran Mehmet koskoca İstanbul da bir başına kalmıştır. Bu sırada bu sebze halinde çalışan bir hamalla tanışmıştır. Bu hamal Mehmet'i kaldığı yere götürür. Kaldıkları yerin sahibi biraz komisyon karşılığı Mehmet'e iş bulacağını söyler. 
Mehmet'in tek amacı İstanbul'da çalışmak ve yapabilirse ailesini yanına almaktır. Mehmet azimli ve zeki bir genç olduğu için hem çalışmakta hem de bir iş arkadaşının yardımı ile okuma yazma öğrenmektedir. Çalıştığı inşaatta kısa sürede çalışkanlığı ile dikkat çekmiştir. Bu sırada karşı köşkün hizmetçisi Ayşe ile tanışırlar. Ayşe anne ve babası olmayan kimsesiz bir kızdır. Mehmet'in köylüsü olan Gafur Ağa da bu köşkün sahibinin sebze halinde çalışmakta ve bu evde kalmaktadır. Gafur Ayşe'yi sevmekte fakat kız bu adamın içki ve kumar düşkünlüğü nedeni ile onu istememektedir. Ayşe Mehmet ile tanıştığında bu genç adamın dürüstlüğünden ve çalışkanlığından etkilenir ve onu sever. 
İki genç bir süre sonra evlenmeye karar verirler. Bu arada Gafur Ağa çalıştığı sebze halinde katiple kavga edip onu yaralayınca hapse girer. Ayşe patronlarına Mehmet'ten bahseder ve onlar da Gafur'un yerine Mehmet'i alırlar. Mehmet ve Ayşe evlenirler ve genç adam ailesini yanına almak ister. Köye mektup yazar. Bir süre sonra babası ve kardeşleri de İstanbul'a onun yanına gelirler. İlk andan itibaren baba ve oğul arasında anlaşmazlık ve tartışmalar başlar. Mehmet'in babası sürekli Ayşe'yi suçlamaktadır. Bir yandan oğlu ve gelini ile kavga ederken öte yandan da köşkün sahibi olan adamla dostluk kurar. Sonunda o da Mehmet'in çalıştığı sebze halinde işe başlar. Bu sırada baba oğul arasındaki kavgalar gittikçe artar ve en sonunda Mehmet ile Ayşe köşkten ayrılırlar. 
Genç çiftin amacı beraber çalışmak, bir arsa alarak ev yapmaktır. Borca girerek bir arsa alırlar ve buraya gecekondu bir ev yapmaya başlarlar. Burada kendileri gibi İstanbul'a dışarıdan gelmiş fakir insanlar vardır. Hepsi bir yandan çalışırken bir yandan da ev sahibi olmak için çabalamaktadır. Geceleri kaçak gecekondularını yaparken bunları yıkmaya gelmelerinden korkmaktalardır. Mehmet ve karısının tek umudu yapacakları bu evdir. Arsa ve ev yapımı için malzeme almak amacı ile onca borcun altına girmişlerdir. Bu arada genç çift bebek beklemektedir fakat onlar bunca telaşın arasında bu mutluluğu tam anlamıyla yaşayamamaktadır. Sonunda hiç ummadıkları bir anda gelen yıkım ekibi bu fakir insanların hayal ve umutlarını yıkarcasına yapmakta oldukları evleri yıkarlar. 
Gurbet Kuşları kitap yorumu burada son bulurken Anadolu'dan İstanbul'a yapılan göçlerin yol açtığı manevi yıkımları görmek adına bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. 

Yorumlar