İncir Kuşları- Sinan Akyüz



İncir Kuşları içinde aşk, savaş, kin ve yoğun dram yer alan bir kitap. Bu kitabı okuyup da etkilenmemek mümkün değil. Usta yazarlarımızdan Sinan Akyüz imzası taşıyan İncir Kuşları bir aşkın aracılığı ile Bosna'da yaşanan savaşı ve bunun beraberinde gelen dramı tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Bir genç kıza aşık iki erkek ve kızın yaptığı seçim sonucu gelişen olaylar. Reddedilmeyi hazmedemeyen bir gencin bitmeyen kini ve bunun sonucunda bir genç kızın yaşadığı acılar. Savaşın yıkıcı etkisi ve üstüne yıllar öncenin hesaplaşması eklenince Suada'nın hayatı kabusa döner. Yıllar önce aşkını kabul etmediği genç adamla esir olduğu bir dönemde karşılaşan Suada'nın başına gelenler aslında o dönemde birçok insanın yaşadığı acılara tercümanlık ediyor. İncir Kuşları kesinlikle basit bir aşk öyküsü değil. Bosna halkının yaşadığı dramın aşk adı altında gözler önüne serilmesi.

İncir Kuşları kitap özeti yakın bir tarihte yaşanan olayları ele alması bakımından son derece önemli. Kitaptaki başlıca karakterler Suada isminde güzel bir Boşnak kızı ile bu kıza aşık olan Boşnak bir genç olan Tarık ve Vukadin ismindeki bir Sırp gençtir. Suada Saraybosna'da bir konservatuarı kazanır. Burada iki genç ona aşık olur. Birisi aynı konsevatuarda okuyan Vukadin adındaki Sırp genç, diğeri de Tarık adında bir müslüman gençtir. Suada Tarık ismindeki gence ilk görüşte aşık olur. Bu durum karşısında reddedilmeyi hazmedemeyen Vukadin konservatuardan ayrılır ve Sırp ordusuna girer. Bu sırada Suada ve Tarık nişanlanırlar. Suada 1992 yılının Nisan ayında Ramazan bayramını ailesiyle geçirmek için köyüne gider. Tam da bu sırada savaş başlar. Bu sırada Sırplar köyü basarlar Suada'nın annesi ve kız kardeşlerinden birisi bu baskın sırasında öldürülür. Suada, babası ve diğer kız kardeşi ile birlikte esir alınır. Bu arada Tarık da Yeşil Berelilere katılır. 

Götürüldüğü esir kampında Suada'yı kötü bir sürpriz beklemektedir. Genç kız aşkını reddettiği Vukadin'i karşısında görünce çok şaşırır. Vukadin artık onun konservatuar arkadaşı değil savaşta onu esir alan ordunun askeridir ve kıza da kini vardır. Vukadin Suada'ya tecavüz eder. Savaş sırasında esir alınan Boşnak kadınlarına Sırp askerleri tarafından tecavüz edilmektedir. Bu kadınlar hamile bırakıldıktan sonra Sırp askerlerle takas edilmektedir. Vukadin Suada'ya sadece tecavüz etmekle kalmaz onu sürekli yanında bulundurur. Bu nedenle genç kadın bu dönemde esir kamplarında yaşanan birçok acıya da tanık olmak zorunda kalır. Vukadin savaşta yaralanıp öldükten sonra Suada hamile olduğu için takas edilir. Yaşadıklarının etkisinden kurtulabilmesi için psikolojik tedavi görmeye başlar. Hastanede onun çok güzel piyano çaldığını öğrenen hemşireler bir yardım derneği için konser vermesini isterler. Bu konserin bitiminde Suada konservatuardaki profesörü ile karşılaşır. Bu kadın aynı zamanda nişanlısı Tarığın annesidir. 

Hemen merakla annesine Tarığı sorar ve onun yaşadığını öğrendiğinde sevinir. Suada ve Tarık sonunda karşı karşıya gelirler. Suada yaşadıklarından dolayı utanç içindedir. Tarık ise bu savaşta iki bacağını birden kaybetmiştir. Kitabın sonunda Tarık Suada'ya onu bu haliyle kabul edip etmeyeceğini sorduğunda aldığı cevap evet olur. Savaştan derin yaralar alan iki aşık, aşklarına kaldıkları yerden devam etmeye karar verirler. İncir Kuşları kitap yorumu burada son bulurken yakın tarihte yaşanan gerçekleri gün yüzüne çıkaran bu kitabı okumayanlar varsa okumalarını öneriyorum. 

Yorumlar